DİĞER
“Alan Turing, bu alandaki insanbiçimciliğe dikkat çekmişti. Evet, merkezî sinir sistemindeki sinirlerin davranışını elektrik modelleriyle taklit etmek mümkündü ama, analoji bu şekilde kurulmamalıydı: 'Arabalarda tekerlek kullanmaya devam etmek yerine bacakları olan araba yapmak için uğraşıp didinmeye benzer bu,' diyordu.”
"Kelime duraklarının bir yutkunma refleksi olarak görülmesini ve bunun okur tarafından da hissedilmesini istedim. Düğümlenme, fakat bir gayretle yeniden dökülen sözcük öbekleri... Ve tek bir kelimeyle ya da duraksamalarla anlatmak istediğimi, duygu ve düşüncemi karşılasın istiyorum bozduğum bu ritim. Çünkü gündelik hayatımızda da sıralı bir konuşma şeklimiz yok."
"Kızıl Urgan sadece şiir değildir: Tarihtir, sosyolojidir, güncel direniştir, ezen ve ezilen arasındaki ilişkidir, haksızlıklardır, anılardır, yaşanan onca baskının 20’li yaşlardaki genç bir şairin gözünden aktarımıdır."
"Eşcinselliğin doğal olmayan bir ilişkilenme biçimi olarak alımlanmasına karşı, öykünün denizin tam ortasında kuir-oluşu konumlandırması, hikâyenin gidişatında doğanın büyük bir rol oynamasını sağlar. Karasu’nun insan ile insan-ötesi hayali bir balıkla yarattığı bu sevi ilişkisinde metnin parçalı ve katmanlı kuir dili, insan ve doğa ikiciliğini de bozuma uğratarak tasarlanmıştır."
“Birtakım bilgileri sadece nakletmektense o bilgileri alıp onlardan yeni bilgiler üreterek uluslararası literatürün içinde çok daha etkin ve yetkin bir şekilde yer alınabileceğine inanıyoruz. Bu kitapta da Luschan ve Pernot’dan aldığımız bilgilere yenilerini ekleyerek bunu yapmaya çalıştık.”
"Mikhail’in bütün çabası bir tür 'kültürel aşağılık duygusuna' dayanıyor. Buna göre Osmanlı tarihi ancak bir şekilde Amerikan tarihiyle ilintilendirilebilirse değerli addolunabilir. Bu da Mikhail’i 'Selim’in Reformasyonları', 'Amerikalı Selim' gibi, 16. yüzyıldan bir Osmanlı padişahını Amerikalı neo-liberal girişimcilerin öncüsü bir şahsiyete dönüştüren alçaltıcı bölüm başlıkları üretmeye sevk ediyor."
...
"We certainly have no issue with discussing the content and arguments of our review, or indeed of Mikhail’s book. We in fact welcome this opportunity to expand on our critique of the book rather than dwell on the curious set of personal attacks."
"Gayet açık ki Alan Mikhail sadece yöneticilerin ve seçkin kahramanların 'tarihi yaptığını' varsayan modası geçmiş bir 'büyük adam' tarihçiliğini çok kaba bir şekilde hâlâ uyguluyor. Böylece kahramanı Sultan Selim’i 16. yüzyılın ana aktörlerinden olan ve eylemleriyle 'dünyayı değiştiren' Kolomb, Martin Luther ve Niccolò Machiavelli ile karşılaştırıyor."
“We cannot read our fellow historians’ minds, let alone the mind of an early sixteenth century ruler. Why a historian in a respectable university has been possessed to concoct this tissue of falsehoods, half-truths and absurd speculations remains a mystery to us. Why a paper like the Washington Post would publish it, and then block responses to it, is also a question that would bear examination.”
"Osmanlı’nın pek alışık olmadığımız çevre tarihinde aktörler padişahlar, ordular veya savaşlardan ziyade köylüler, su kanalları, alüvyon, mikroplar, volkanlar ve mandalar..."
“Niçin kültür alanında iktidar olamıyoruz” sorusunu, Tanpınar’dan ilhamla, şu şekilde değiştirmeyi öneriyorum: Kültür alanında muktedir olsaydık bunu fark edebilir miydik?
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.